AB Etkiniz Programı tarafından desteklenen ”Göç Pandemi ve Çocuk Olmak” projemizi gerçekleştirdik. Çocuklarla yaptığımız atölyelerde hem eğlendik hem öğrendik.
Projenin Amacı Bu araştırmada Mart 2019 ‘da başlayan COVİD19 Pandemi sürecinde , Mersin’in Toroslar ve Akdeniz İlçeleri dezavantajlı mahallelerinde yaşayan 07-18 yaş çocuklar gibi Suriyeli sığınmacı çocuklar da sokağa çıkma yasağının açıklanması ile başlayan dönemde; Çocukların temel haklara erişimde yaşadıkları sorunlar, ihmal durumları, ihtiyaçlarının saptanması ile temel haklara ulaşılabilirliğin izlenmesi, raporlaştırılması ve ” Türkiye’de Sığınmacı Çocuk Olmak” kitaplaştırılması amaçlanmıştır
Faaliyetler Araştırmanın ilk aşamasında, Türk Kızılayı Mersin Toplum Merkezi ve Hayata Destek Derneği’nin psikolojik danışmanlık servisinde aktif çalışan 2 uzman çocuk psikoloğu ve 1 sosyolog ile odak grup görüşmeleri gerçekleştirildi. Aktif olarak çalışan 2 uzman çocuk psikoloğu ve 1 sosyolog ile yapılacak odak toplantısında pandemi öncesi ve pandemi döneminde sığınmacı çocuklarda gözlemledikleri olumlu ve olumsuz duygu durumları, çocuklara ulaşmada sorun yaşayıp yaşamadıkları ve çocuklardan ihmal ile ilgili gelen bildirimlerin takibi ve sıklığı ilgili sorunlar konuşuldu.Bu toplantıda çocukların yaşadıkları ya da yaşama ihtimallerinin olduğu sorunları ortaya çıkarabilecek , çocuklarla düzenlenecek atölyelerde uygulanacak bir soru cevap çalışması hazırlandı. Unhcr Ankara Saha ofisi ve Maharat Derneği tarafından tespit edilecek çeşitli yaş gruplarından katılımcı çocuklarla (Sığınmacıların yoğun olarak yaşadığı 4 farklı mahalleden 40 çocuk) odak grup atölye çalışması yapılacak, bu çalışmada uzman psikologların hazırladığı 20 sorunun yanıtı, çocuklara yaş grubuna göre uygulanacak yöntemle belirlenmeye çalışıldı.Şöyle ki; ilk grup olan 7-10 yaş arası çocuklarla 2 uzman çocuk psikoloğu ve bir sosyoloğun katılımıyla oyun ve resim atölyesi şeklinde gerçekleştirilecektir. Bu çalışmada çocuklara salgın hastalıktan önce yaptığı şeyler, hastalık sonrası yapamadığı şeyler ya da evde kaldığı zaman boyunca eğitimine devam edip edemediği, hastalıktan korunmak için ailesinin ne gibi tedbirler aldığı, aileden ya da çevreden birilerinin psikolojik ya da fiziksel şiddetine maruz kalıp kalmadığı , karantina döneminde evdeki durumları, neyi sevip sevmedikleri, nelerin onlara kötü hissettirdiği, çocuk hakları konusundaki bilgileri, haklarının engellenip engellenmediği ve bu durumla nasıl başa çıktıkları gibi pek çok soru uygun bir dil ve yöntemle sorulup yanıtı alınmaya çalışıldı.Bu çalışma 11-13 ve 14-17 yaş arası çocuklarla da farklı iki günde yapılacak atölye çalışmalarıyla da gerçekleştirildi. Yöntem 7-10 yaş dönemi çocuklardan daha farklı olacak , biraz daha direkt soru cevap ve kart oyunu şeklinde yapıldı.. Bu atölyelerin amacı farklı yaş dönemindeki sığınmacı çocukların temel haklara erişimde yaşadıkları sıkıntılar, kendilerini ihmal edilmiş hissedip etmedikleri, çocuk haklarına dair algıları, bu dönemde çocuklarda gözlemlenen duygu durumları , haklara erişimde yaşadıkları temel sorunların tespiti , ailelerinin yaşadığı sıkıntılar ve bunların çocuklara yansımasının belirlenmesi oldu.. Her üç atölyenin sonunda da çocuklara “Çocuklar ne ister?”diye sorulacak, nasıl bir video olursa ilgilerini çekeceği, zor durumlarda ne duymak istedikleri ve onlara neyin iyi geleceği gibi sorular yöneltildi..